Sayfa Kenarı Karalamaları
Sayfa kenarları muhteşemdir. Kıymetini bilin dostlar.
Kargacık burgacık not ettiğim satır kenarı notları her sınavda hayatımı kurtarmıştır. En olmadık şey çıkar da, gerekli olan o son 2 puanı alırsın ya. Kitap kenarlarındaki notlar, sınavlar, hayatımı kurtaran karalamalar.
Bir de sayfa kenarına not düştüğüm insanlar var. Onlar da muhteşem. İsimlerini bile hatırlamadığım ama laf arasında söyledikleri cümleler aklıma, ruhuma kazınmış insanlar.
Evlat sahibi olmanın, bir anne için ne demek olduğunu tarif etti silik bir görüntü bana. Anne olunca anlarsın klişesinden çok öte bir cümleyle özetledi bana şu an adını hatırlamadığım hanımefendi. Bir iş toplantısı için çok büyük balık diye tabir ettiğim müşterilerimden birinin temsilcisi olarak gelmişti. Ben karnım burnumda son iş günlerimde sunumumu yaparken acımasızca kan revan şekilde defans ve saldırı aynı anda yapıyordu. Sonra kahve molası verdik. Baktım hatunun içine melek kaçmış. Anneliği bana o tek cümle ile özetledi. En uykusuz gecelerimde bile o cümlenin motivasyonuna sarıldım. Hayır söylemeyeceğim:) Bu kadar yazınca beklentiyi yükselttim aynı duyguyu veremeyeceğini biliyorum.
İnsanın içi daraldığında gökyüzüne kaldırmalı kafasını demişti bir arkadaşım. Ne psikolog ne yaşam koçuydu. Hatta sonra İnşaat Mühendisi oldu. Ruh ve taş-beton ilişkisi ne kadar yakınsa, o da o kadar yakındı ruhani kişiliğe. Her bunaldığımda andım, halen anarım. Yıllar sonra geçen hafta bunaldığı bir an kendisine hatırlattım bana söylediğini. Sonraları çok kitapta yerini aldı ama ben ilk senden duydum dedim. Hatırlamadı sağ olsun. Bendeki ulvi kişilik imajı yerle yeksan tabii ki. Sanıyordum ki belki dünyanın başka bir köşesinde, o da kafasını kaldırmış derin bir nefes çekiyor olabilirdi içine. Meğer benim sayfa altı notum onun kitabının kapağında da dip notlarında da yazmıyormuş.
Eski patronlarımdan biri de “Sorumluluk verilmez alınır.” demişti. Sayfa kenarıma yazdım. Çalışma arkadaşlarımın sayfa kenarlarına da not düşmeye çalıştım. Okuyan, okudu. Ben köle miyim diyen okumadan sildi. Bana çok şey kattı. Çalışırken tırnaklar kanıyorsa daha fazla sorumluluk ve elbette daha fazla güç neden almasın ki insan? Yalnız uyarıyorum. Bu reçetede tükenmek de garanti. Hani sayfa kenarınıza not düşecekseniz prospektüsüne yan etkisini de yazmış olayım. Bende ahınız vahınız kalmasın. Sonra vay efendim ben duymadıydım da okumadıydım da demeyin.
Yine eski patronlarımdan birinin notu da takıldı gözüme şimdi. Kaç sayfa fotokopi kaç dakikada çekilir, banka veznesinde hangi işlem hangi gün kaç dakika sürer biliyorum demişti. Çünkü fotokopi çekmiş, veznelerde Q matic sıra numaralarının olmadığı zamanlarda sıra beklemişti. Onu da sayfa kenarıma yazdım. Kendim hiç yapmadığım bir işi başkasından asla istemedim. Herkes gider ya da arkasını döner ya bazen. O günlerde hiç düşmedim yere. Gün bitti, ben bittim ama iş de bitti. Narsizm mi diyorsun? Evet, neden olmasın. Tevazu bitti ama iş de bitti. Söyle bana kim galip şimdi.
Sayfa kenarlarına not ettiğim aşklarım da oldu. Adını hatırladığım elbette, ama göz rengini canlandıramadığım. Sayfa kenarlarımda güzel renkler onlar şimdi. Ama kitabımın girişi gelişmesi sonucu eşim; en büyük aşkım elbet. Yine de o sayfa kenarındakilerin ruhumdaki izlerini de değişmem. İnsan her şekilde sevilmeli. Böylelikle ruhuna en uygun olanı bulduğunda anlasın. Hak edeni satır kenarından ön söze taşısın.
Aşçılar var püf noktalarını not ettiğim. Bazıları televizyonda bazıları dergi eklerinde. Yine sayfa kenarlarında çoğu yemek tarif kitaplarında. İşin tuhaf yanı; en çok mutfakta değil özel hayat ve iş hayatında kullandım önerilerini. Malzeme aynıyken her elden farklı lezzette yemek çıkarmış, doğru zamanlama yapılan işten daha önemliymiş, not etmişim. Ne de iyi etmişim. Halen doğru, halen sonuç veren hayat kurtaran notlarım arasında.
Demem o ki: Giriş gelişme sonuç güzel de, sayfa kenarı karalamaları eşsiz.
İyi ki elim, kalem tutmuş, iyi ki sayfalarım çokmuş.
Share this content:
Yorum gönder