Nereye gideceği belli olmayan arabanın tekerleri yavaş yavaş döndü. Ölüm sessizliğinde, kıvrılan dar yollarda sakin ilerlerken, yolun ne kadar sürdüğünü kestiremedi Leyla. Ulu
Devamını oku
Daha önce yazmıştım. Yine tekrarlamak istedim. Malum, sayımız artıyor ama belki geriye dönük yazılarımdan okumamış olduklarınız vardır (duymamış olayım! Evlerden ırak) diye geri
Devamını oku
İtiraf edelim, kaset sardığında kurşun kalemi sokup, karışan-sıkışan kısmı düzelttiğimizde aldığımız hazzı hiçbir yeni teknoloji vermiyor. Kalem döndükçe çıkan dırrrt gırrrt sesler; gam
Devamını oku
Etiketlerden yıldığım kadar hiçbir şeyden yılmadım. Hele ülkemizde, etiketlerin ucu bucağı yok. Kusura bakmasın kimse, ama mantığı da yok. Kıyafetinden becerikliliğe kadar bazen
Devamını oku
Ah Yüreğime kar yağsın, başıma akıl. Güneş, yağmur görmesin, hiç de buzu çözülmesin. Aklım başımda, yüreğim bağrımda kalsın. Ah yüreğime kar yağsın, başıma
Devamını oku
Yazasım yok ama birilerinin üstünü çizesim var. Görüp, yüz çevirenin; gözünü oyasım, duyup anlamayanın kulaklarını kesesim var. Beni merhametimden arındırıp canavarca hayaller kurduranlara
Devamını oku
Özenle sardım, ruhuma sakladım cam kırıklarımı. En az temas, en az çizik. Şimdi kalkmış diyorsun ki ‘gel ayıklayalım’. Silkeliyorsun. Dökülen dökülüyor güzel de…
Devamını oku
Sakın gelme! Daha olmaz. Öznesi, “Bu dünyanın anası” olan cümleme henüz yüklemi koymadım. Korkma korkma. Sadece satacağım. Gerisi, alanın merhametine kalmış. Sakın Gelme.
Devamını oku