Yüzüklerin Efendisi, Yüzük Gerçekliği

Bir varmış bir yokmuş.

Tarihi, efsane sanan çokmuş.

Cücelerin madenci, elflerin ölümsüz okçular olduğu zamanlarda; orta dünyada Frodo (Furudo) adında bir adam yaşarmış.

Lakin bu Furudo kitap ve film serisinde anlatıldığı gibi bir hobbit değil, Fahrettin adında bir Türkmüş.
Gel zaman git zaman gerçek adı unutulmuş. Herkes ona Furudo der olmuş.

Günlerden bir gün Furudo’nun karısı, Shire (Şaaayır)’ın berrak sularında çamaşır yıkamak üzere evdeki kirli pasaklı ne varsa toparlamış. Bir de ne görsün? Furudo’nun cebinden pırıl pırıl bir yüzük çıkmasın mı?

Boyu devrilesice diye dizlerini dövüp sayıp söverek Şaayır’ın merkez kıraathanesinin yolunu tutmuş.

Gandalf adında, sakallı bir dedenin işlettiği kıraathaneye bir giriş girmiş ki; Gandalf Baba, arıza çıkacağını anlayıp müdahale etmiş.
“Dur hele hanım kızım, bu ne öfke” diyerek durdurmuş hatunu. Sen karışma be adam!” diye adamı bir haşlamış ki-yaşlı adamın griye çalan saçı sakalı, o an tamamen ağarmış.

Rivayet olunur ki, o günden sonra ahali ona Ak Gandalf demeye başlamış.

Neyse efenim; Gandalf’ı geçen hatun, Furudonun oturduğu masaya koşup yumruğunu masaya vurarak “seni adi herif!” diyerek kocasının suratına tükürüvermiş.

“Bu ne lan bu ne….” diye elindeki yüzüğü Furudonun gözünün önünde sallarken berikinin suratına salak bir ifade gelip oturmuş. Kıymetlimisssss diye hatunun elindeki yüzüğe atılmışken, hatun çekip kurtarmış yüzüğü.
Kimin ulan bu yüzük? Bu yüzük ancak toynağa uyar diye yaygarayı koparmış.

Furudo  kıvırmaya başlamış.
“Bak yavrum, bak güzelim; bildiğin gibi değil. Ben hiç senin üstüne gül koklar mıyım? Bunlar hayat memat meselesi. Bu yüzük orta dünyayı kontrol edecek diğer yüzükleri kontrol eden hüküm yüzüğü … bık bık bık” anlatmaya başlamış ki hatun gürlemiş.

-Ne dünyası, çirkin bodur. Ben de üstünde ne yazıyor, Rus mu, Ukraynalı mı derken, sen kalkmış orta dünyanın tüm diyarları diyorsun. Yuh kart zampara!

Bizimki, hikayeden vazgeçmemiş. Ya kaybedecek; ya da yok artık bu kadarını uyduramaz dedirtecek bir hikaye ile paçayı kurtaracakmış.

Anlatmış da anlatmış. İşte yüzük amcasından ona kalan yadigarmışmış da. Onun da başına bela olmuş da. Yüzük taşıyıcısı seçilmiş de; bööööle simsiyah pelerinli adamlar onları ölük atlarla kovalıyormuş da; efenim yüzük Hüküm Dağı’nın ateşinde dövülmüşmüş de; yok efenim Mordor’a götürüp atılmazsa da dünyayı kötülük ele geçirecekmiş deeeee.

Hatta bak bu özel zırhı da bana hediye ettiler deyip gümüşi metalik yanar dönerli slim-fit bir janjanlı kıyafeti çantasından çıkarıp göstermiş. Kadıncağız bulduğu yüzüğe mi üzülsün, yoksa kocasının böyle janjanlı kombinezonlarına mı hayıflansın -şaşırmış kalmış.

Kızımız yığılıvermiş masaya. Yüzüğü yere fırlatıp, başını ellerinin arasına almış.
Furudo yüzüğü yerden kaparcasına alıp “Kıymetlimisssss” diyerek sırıtmış. Sam (aslında Samet) hemen araya girip yenge merak etme ben de beraber gider, yüzüğü Mordor’a götürmesini sağlarım derken Furudo pası alıp şutu çekmiş.
“Tabi tabi arkadaşlar da olsun. Su gibi iki-üç elf prensesine, ormanın taşşşş gibi kraliçesine filan yol danışır, bacılara teşekkür eder, görevi tez zamanda tamamlar gelirim; canım benim” derken iştahla gülümsemiş.
5. günün şafağında doğuya bak ve beni bekle karıcığım- diyerek yola koyulmuş.

Körün istediği bir göz kaçamağa gitmekmiş ama Allah vermiş iki göz ki arkadaşını da yanına alıp günlerce ortadan kaybolmasına kılıf bulmuş.

Böylece, ciltler dolusu hikayeye malzeme çıkacak kadar adam, Furudo’ya bu yolculuğunda eşlik etmiş. Çünkü erkek dayanışması bunu gerektirir:)

Ha bir de 5. Günün şafağında Mordor’dan dönünce bakmış ki yolunu gözleyen kimse yok. Hatunu; Legolas diye böle temiz pak, sarışın, ince, uzun bir adamla el ele- kol kola görünce….. Mordor’a dönüp kendini ateşe atmış. Bu kısım da filmde yok:)

Hikayenin ana fikri şu: Hüküm Dağı’nın ateşine güvenip, Hükümet gibi kadınları kandırmaya kalkmayın:) Ateşlerde yanmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir