Bi Kuple Yeşilçam, Aşığız Doktur Bey

Bi Kuple Yeşilçam, Aşığız Doktur Bey

Bugün de Yeşilçam olsun dedim sevgili okur.
Çizgiden çıktım mı dersin? Çizgisi mi vardı ki sayfanın.
Paşa gönlüm istedi; bugün de böyle olsun.
Eğlenirsen ne ala.

Bölüm 7
Çok Aşığız Doktur Bey, Aman Bize Bir Çare!

Saat gecenin ikisi olmuştu ve artık Cumartesi’ydi.
-Sabah kahvaltıyı ben hazırlıyorum o zaman
Sen kahvaltı etmezsin ki dedi Işın.
-Sence ben, kendi hazırladığım kahvaltıyı yiyecek kadar cesur muyum?
Cidden bir tık bile geliştirmedin kendini mutfakta diye güldü. Esneyerek ve gerinerek devam etti.
-Kahvaltıyı sabah düşünürüz. Yıkılmak üzereyim. Uyusak artık.
Gerinen kollara sarılan güzel gülüşlü, gözleri uykudan mahmur adam cevapladı. Uyuyalım ama dün gece gibi uyuyabilir miyiz?
-Tamam dersem kaburgalarımı sağlam bırakacak mısın?
-Düşünürüz
-Yastık alalım hiç olmazsa bu akşam.
Demir kafasını sallayıp onay verdi. Odaya giden Işın babasının pijamalarından birini getirip Demir’e fırlattı.
Pijamaları havada kendisine uçarken gören Demir “Eyvah basıldık! Sadri Amca!” diye panikle bağırdı.
“Az çatlak değilsin” deyip odasına geri dönerken arkasından bağıran ses “akıllısının seninle ne işi olur ki kadın” diyordu.
Pijamalarını giyip, yastık da alarak salona doğru ilerlerken seslendi.
-Geliyorum giyindin mi?
-Hı Hı
Salona girdiğinde pijamalarının üstünden göğüslerini iki eliyle kapatır hareketi yapan Demir “ama, ama bakma. Bakma! Allah’ım kirletildim” çığlıkları atıyordu.
Yastığı kafasına atıp, yanına uzandı Işın. Gülerek başını kaldırıp yastığı koyduktan sonra uzandı sevdiği adam.
Işın gülümseyerek Korkma bebeğim acımayacak derken gözlerini uykuya teslim etti.
Demir elleriyle başını tutup dudaklarını kendine çevirmeyi deneyince mırıldandı.
-“Hayatta olmaz. Babamın pijamalarını giyiyorsun. Abi-kanka seviyesini geçtin dünya ahiret bacımsın”
Hemen cevabı geldi tabii “istersen 3 saniyede çıkarırım sevgilim”
Gülüşüp sarıldılar. Derin ve huzurlu uykuya teslim oldular.

Yalnız uyanmıştı. Işın dün sabah olduğu gibi duşa girmişti belki de. O korkunç kahvaltıya maruz kalmamak için kendisi bir şeyler hazırlamaya karar vermiş de olabilirdi.
E o zaman ikimizi de bu zevkten mahrum bırakmanın alemi yok deyip başını yeniden yastığa gömdü. Koltuğa iyice yayılarak vücudunu açtı. Gerindi.
Eğer -gecikmiş ergen flörtü- mefhumu; daracık koltuğa sığışmaya çalışmak demekse: yakında sakat kalıp, fizik tedavi görmesi gerekecekti.
“Doktora gidip çocukluk aşkımla koltukta uyuyoruz doktur bey. Belim bıkınım tutuldu valla ondan geldim” deseydi doktor ne derdi acaba.
Ne diyecek.
-Geçin yatakta uyuyun. Deli misiniz koca insanlarsınız-derdi elbette.
Kafasında doktora “Haklısın doktur bey de, hatun vermiyor” cevabını yapıştırıp güldü kendi kendine. Gülmenin başında yarattığı ağrı, Işın düşüncelerini duysa kafasına sertçe vuracağı en yakın cismin acısına eşitti neredeyse.
Sahi neredeydi bu kadın? Unutmadan söylemek istedi aklından geçenleri.
-Serserinin dibisin Demir, bi git ya- diyerek delirirdi kesin diye düşünüp gülümserken yeniden uykuya daldı.

Çalan telefonun sesi ile kendine geldiğinde temkinli açtı gözlerini.