Psikanaliz Hamamı

Psikanaliz Hamamı

Gelinin bacağı yamuk mu, memeleri pamuk mu görmek için kaynana, gelin adayını hamama götürürmüş…… Gelin hamamı yerine Gelin Psikanalizi’ni ritüel haline getireceğim. Bu konuda gerekirse yöresel festivaller düzenlerim. “#Bizde adet böleeee” diye sosyal medyada yayıp PR yaparım. Freud aslen Türk’müş diye çakma bir soy ağacı ile de desteklersem, istesem de bu akımı durduramam şekerim.

Gelin Hamamı zamanına göre güzel uygulamadır mutlaka ki; muazzam kadın aklı, bu uygulamayı uygun görmüş. Lakin günümüze ve kendi kriterlerime göre revizyon öneriyorum.

İlk pilot uygulamayı da tabii ki oğlumla yakınlaşacak gelin adayları (İç sesim: Zillilerrr!!!!) üzerinde yapacağım.

Gelin Psikanalizi ritüeli ile ilgili sosyal medyada akım başlatmak vb. zahmetlere girmeden önce fikrimi paylaşayım. Oğlan analarından destek görürsem bu pazarlama/tanıtım faaliyetlerine gerek kalmaz, kendiliğinden adet oluverir belki. Olur mu olur! N’olur olsun çünkü.

Şöyle oluyor şekerim:

Gelin adayını göbek taşına yatırmak yerine psikanaliz uzmanının karşısında bir kanepeye yatırıyorsun. Estetik kaygıları olan kaynana adayları varsa düz kanepe yerine josephine’e yatırsınlar.

Ölçüm meraklısı olanlar varsa baksın yine boyuna posuna, bacaklarının rot balans ayarına. (bence uğraşma. Oğlan da kız da karşılıklı vermiştir boylarının ölçüsünü. Sana laf düşmez bu saatten sonra…)

Nasıl ki kese esnasında gelin adayının kerpe kerpe ölü derilerini görmekten keyif alınıyordu, ruhunun ölmüş parçalarını keşfetmek, katman katman soyup derinlerdeki karanlık yüzü görmekten de rahatsız olmayız sanırım.

Fiziksel özelliklerdeki arızayı saptamanın kime ne faydası var? Ruhları anlayalım, kusursuzu değil ama bizim kusura uygunu belirleyelim en kralından. Malum bizim oğlanlar da arızasız değil yani.

Bakalım; hatunun gölge yönü ile, bizim oğlanın gölge yönü tıkır tıkır işleyip yuvarlanır mı?

Uygulamanın eksikleri/zorlukları da var elbette.

Hamam geleneğinde kız tarafı dolmalar yapar, malum. Fiziksel özellikler dışında mutfak becerilerini de ölçen bir detay olsa gerek.

Düşün şimdi…

En havalı uzmandan almışsın randevuyu, yatırmışsın gelini uzmanın karşısında en varaklısından Josephine’e…  NE DİYECEKSİN?

-Pardon Hocam… Seans esnasında, sakıncası yoksa, hanım kızımızın yaptığı dolmaları gömebilir miyim? Nefessiz kalana kadar boğazıma tıkıp, sonra da “o’sunu beğenmedim bu’su az olmuş; ama ben ona öğretirim gibi iki kelam edeceğim arada. Valla sizi rahatsız etmeden, ince ince veririm ben ayarı”

-…….? Hmmmm…..

Bence dolmayı es geç. Tavsiye etmiyorum kuzum. Kızı kaldırıp, seni koltuğa buyur edebilirler.

Hamam sonrasında dinlenme alanında içilen buz gibi gazoz yerine de terapiye daha uygun olan bitki çaylarını öneriyorum. Ayrıca müstakbel gelinimi ve dünürümü geğirirken görmeyi şahsen ben tercih etmiyorum. Gazlı içeceğe gerek yok. Bitki karışımları içsinler.

“O göbek taşına çıkarıp, gelin hanımı oynatamayacak mıyız?” diye haykıran bacılarımı duyar gibiyim.

“Bacılarım, hemşirelerim! Belki kalçalarını hangi frekansta çalkaladığını göremeyeceksin. Ve fakat… Söyle bana kuzum…. İleride, laf ebeliği yaptığında-hööööössst zilli. Ben senin ruhunu bilirim, kıvırma şimdi- diye höykürebilmek daha keyifli olmaz mı?”

Yaaaaaa. Bak yine aydınlanma sağladım, sayısız bünyeye. Uzun ama keyifli oldu bence.

Bunları başka şekillerde de kısaca ifade edebilirdim elbette. Şöyle ki:

Daha sıkıcı ifade “önemli olan iç güzellik”

İroniyi kaldırıp, sıkıcılığı muhafaza edersek “oğlanlar da çok matah değil ki kızları niye ölçüyoruz?”

Bilimsel bir şey öğrenmedik demeyin diye ekleme de yapayım:

Freud’a göre zihin katmanlardan oluşur. Aynı arkeolojik kazılardaki gibi, hastalarının zihinlerini kazmak tıpkı bir arkeoloğun kazması gibidir. Uzun zamandır kayıp olan zamanlara ait parçalar keşfedilir.

Ruhunuz da bedeniniz de sağlıkla kalsın dostlar.