Dominik Tarhanası

Dominik Tarhanası

“The walking Dead” oyuncusu gibiyiz hepimiz. İzlerken de düşünmüştüm Türkiye’de çekilse bu senaryo, kim oynardı diye. Mesela Rick Grimes’ ın 6. Sezondaki sakallı hali için Halit Ergenç’le görüşmelerim devam ediyor. Muhteşem Yüzyıldaki sakal gıdıdan aşağıda haliyle oynasın diyorum.

Gündemle ilgili uzun yorum yapmak gibi bir niyetim yok.

Kamu spotumsu fikrim şudur ki : Umursamaz olmayalım, temizliğimize dikkat edelim, az insanla temas edelim ama felaket tellallığı da yapmayalım.

Panik havası, güvenlik tedbirlerini yok sayıp, saçmalamamıza sebep olur unutmayalım.

Şu sıralar çoğumuzun tek derdi raflarda makarna bulup bulamayacağımız.

Bir ara yarışma program vardı hatırlayanlarınız vardır. Markete giriyor yarışmacılar ve bir arabayı dolduruyorlar. Süre sonunda en fazla tutarda mal alan kazanıyor. Das Kapital! 😊

Şu sıra tam da öyle anlar yaşanıyor marketlerde.

“The walking Dead” oyuncusu gibiyiz hepimiz. Kimin acil durum planı nasıl- muhabbet hep bu.

İzlerken de düşünmüştüm Türkiye’de çekilse bu senaryo, kim oynardı diye. Mesela Rick Grimes’ ın 6. Sezondaki sakallı hali için Halit Ergenç’le görüşmelerim devam ediyor. Muhteşem Yüzyıldaki sakal gıdıdan aşağıda haliyle oynasın diyorum.

Arbaletine kurban olduğum Daryl Dixon rolünü, kimselere yakıştıramadım henüz. Belki kıyamam yumuk gözlüme, komple çıkarırım Türk versiyonunda.

İzlemeyenler bile tahmin edebilir. Dünyanın başı dertte, hayatta kalma mücadelesi her yerde. Para da işe yaramıyor, bulduğunu yiyorsun. Dominik’te filan değil bebeğim, her yerde bir survivor olma çabasında yaşayan insancıklar var senaryoda.

Bizde çekilemiyor öyle filmler. Tespitime göre iki büyük problem var sektörün önünde. Dev bir hizmet daha benden size. Sinema/dizi sektörüne yeni bir soluk getiriyorum. Hazır olun.

Sorun 1. Her türlü yeni ürün arzı ve sağlık hizmetinden yoksun yeni dünyada kesikler, yaralar vb için mutlaka bir adet skoç viski şişesi gerekiyor.

Kahraman yaralanmış, sen ekran başında kıvranıyorsun -ah kuzum dayanamam, ölme nolur- diye. Tam o sırada biri diyor ki “hemen kurşunu/oku kesip atacağız ama anestezik malzeme yok. Dişini sıkıp hayranlarına -of be koçum- dedirteceksin. Dezenfeksiyon için bu iş görür.” Şaaaaaak… alıyor viski şişesini. Bir yudum içip bir yudum da yaralıya veriyor. Racon belli, şişenin kalanı yaraya boca edilecek. Bizim ülkede yaygın olmadığından hiçbir sahnede kahramanı yaralayıp ağız tadıyla anestezisiz dikiş atılamıyor maalesef.

Çözüm: Her evde Balıkesir kolonyası var. Benim gibi, misket limonu haricinde herhangi birine dayanamayanlar bile; malum sebepten aldı artık evine. Rahat rahat çekeriz o sahneleri. Adamın böğrüne kebap şişi girmiş mesela. Yardımcı oyuncu kadraja girip “Bu biraz acıtacak” (bu cümle farzdır) dedikten sonra besmele çekip kolonyayı basacak. Yalnız bir yudum içirme işini yapmasınlar. Maazallah.

Sorun 2. Bu tip filmlerde gelinen noktada; taze gıda olmadığı için konserve sardalya, fasülye vb tüketilir. Sardalya, ançüez, cornflakes nedir canım yaa? Ne tüketecek bizim karakterler?

Çözüm: Tarhana elbette.

Gözünün önüne getir şimdi. Çalıların rüzgarla savrulup döndüğü in cin top oynayan, hayalet kasabaya girecek ekip. Büyük görev ise şu: Evlerde tarhana avına çıkacaklar. Fasülye-domates konservesi, turşu yapan kadınlar da çok hayır duası alacak elbette. Salçalı ekmekle beslenerek 10 sezon geçirtiriz vesselam ekibe.

Yine de hiçbiri bir tarhana değil. Baş karakter Rick yerine Remzi olsun mesela. Corn flakes bulsa Remzi sevinir mi yahu? Bir ay önce, masada kereviz var diye isyan edip masayı yıkmış bünyeyi, mısır gevreği ile doyurabilir misin?

Kereviz seven Remziler alınmasın. Az daha duyar kasayım. Kereviz de alınmasın, örnek verdim sadece. Pırasa da olabilir mesela. Pırasa seven Remziler de meclisten dışarı……..Ispanak seven Okşanlar, enginara bayılan Kazımlar, yer elmasına hasta olan, kabağa doyamayan, patlıcana nikah kıyanlar……

Bu gibi zamanlarda herkes üstüne düşeni yapacak. Elini taşın altına koyacak. Ben de üstüme düşenin bir kısmını yaptım böylece.

Sektör, aklını başına alıp, bu önerilerimden faydalanarak örnek teşkil edecek filmler çekerse; Allah esirgesin olur da bir zombi istilası olduğu takdirde zombinin durumuna göre Fatiha veya Nas ve Felak okuduktan sonra herkes ne yapabileceğini bilecek.

Sağlıklı ve hijyenik kalınız efendim. Mecbur kalmadıkça evden dışarı çıkmayın. Okuyun, film seyredin, çocuklarınızla, ev halkıyla oyunlar oynayın.

Her şerde hayır vardır

Kokulu Bir Dilek

Kokulu Bir Dilek

Güzel bir yeni yıl dileği ile başlayayım istiyorum. Ne dilesem diye düşünürken, en muhteşemini buldum. En güzel dileğim/duam tüm sevdiklerim ya da henüz tanışmasam da sevilesi insanlar için şudur ki….
“Vuslat kokulu günlerin olsun ey dost”
Özlenen sevgiliye, beklenen askere, eve dönen evlada, memlekete vardığında elini öptüğün anaya/ataya, tüm sene beklediğin deniz kokan tatil beldesine, çok istediğin para ve güç kokan terfiye, kaybedince kıymetini anladığın sıhhatine vuslat koksun mesela… Gönlüne göre seç içinden.
İddiaya girerim ki: dileklerimden bazılarını seçtin/sevdin/benimsedin bazıları için ise “buna ne gerek var” dedin. Ama kesinlikle “vuslat kokar mı hiç?” demedin. Neden biliyor musun? Vuslat da her olay, her duygu, her anı gibi kokar da ondan.
Çok isteyip özleyip kavuştuğumuz anıları çağıralım şimdi. Var mı kokmayanı? Çocukluğunda dinlediğin ninniler, annen kokmuyor mu mesela? Ve şanslıysan her ziyarete gittiğinde vuslatta aynı huzuru koklamıyor musun hala?
İlk öpücüğün ne kokuyor hatırla. Belki hediye edilen/alınan gül/güller ya da belki sinemadaki patlamış mısır kokusudur ilk öpücüğün? Şarkının dediği gibi çamların altındaysa ilk busen, belki de çam kokusudur senin ilk ürpertin. Paylaşmasan da olur mahremini. Tek ricam hatırla. Mutlaka kokuyor vuslatların.
Evladın dünyaya merhaba dediği zaman, sen onu ilk kez kucağına aldığında vuslatların en güzel kokanı değil miydi yaşadığın? Değilse söyle. Cidden, öyleyse ben de en sevmediğim parfümü sürüp sürüştürüp mekanın en yakışıklısına yanaşıp karizmayı yerle yeksan etmezsem bu işten anlamıyorum demektir.
Haftada bir gittiğin ibadethanendeki gül, tütsü ya da mum kokusu olabilir huzura vuslatın.
Ya da belki iple çektiğin cumartesi gecesindeki anason kokulu balıktır vuslatsızlıklarının tek tatlı kokusu.
Yorma işte beni, kendin düşün ve bul. Vuslatların ya da vuslatsızlıkların mutlaka kokuyordur.
Bul ve dileklerimi kabul buyur lütfen. Vuslat kokulu günlerin olsun ey güzel dost.
Hadi bugün serbest olsun, dilersen sakalla bıyıkla uyu.